⚽ Banka Yakın Izleme Süreci Ne Demek
ARsüreci ne demek? - 1 sözlük, 1 sonuç. Yakın Kelimeler. ar kekliği; AR modeli; ar namus tertemiz; ar odası; AR süreci nedir?
Türkiyeİş Bankası'ndan yapılan açıklamada, Adnan Bali'nin ekonomi ve bankacılık sektörüne ilişkin açıklamalarına yer verildi. Bali, salgın sürecinde karşılanamayan ihtiyaçların ve ertelenmiş taleplerin devreye girmesinin söz konusu olduğunu ifade ederek, 'Pandemi sürecinde olumlu gelişmelerle ve aynı zamanda risklerin başarılı bir şekilde yönetilmesi, yabancı
HakkındaBankalar yasad bahis ; Yakın zamanda Gönderilenler; Ana; ⭐⭐⭐⭐⭐ Bankalar yasad bahis ; Bankalar yasad bahis . Görüntüleme: 40243: Yayınlanan: 15.10.2021: Yazar: Poker Face ne demek? Türkçede Poker Face nedir? - çerik tr 13. Kumar Siteleri- Casino Siteleri Güvenilir Kumar Siteleri tr 82. Poker Kasabası 2 - Oyun
Bugünbir mesaj geldi: ürün / ürünlerinize ait gecikmiş borçlarınızın ödenmemesi durumunda yarin banka yakin izleme sürecinizin başlatılacağını ve bankacılık sicil kaydınızın bu durumdan olumsuz etkileneceğini bildiririz. İyi Günler, diye bu ne demek oluyor? Henüz 7 günlük bir gecikme yaşadım krediyle alakalı.
EkranBoyutu: 28 inch. Çözünürlük (Piksel): 3840 x 2160. TÜM ÖZELLİKLER. ÖDEME SEÇENEKLERİ. Vatan'da Alışveriş Kredisi. Akbank, YapıKredi ve Garanti müşterilerine alışveriş kredisi fırsatı. (2) U2868PQU / 77733.
85 DASK yapan bankalar, Garanti BBVA, Yapı Kredi, Türkiye İş Bankası, Akbank olarak bilinirler. DASK yapan bankalar, sağladıkları sigorta ile herhangi bir deprem durumunda konutta meydana gelecek olan hasarları teminat altına alırlar. Bu kapsamda kişi depremde zarar gören evin hasarlarını DASK kapsamında karşılayarak, normal
GüçTasarrufu Modu ve Bilgisayarınızın Fabrika Yazılımı. Bilgisayar ayarlarınızdan Donanım ayarlarınıza giderek Güç tasarruf modunu aktif edin. Bu, batarya kullanım sürenize etkiyecektir. Ayrıca bugün laptop üreticilerinin çoğu kendisine ait olarak geliştirip sisteminize kurduğu özel fabrika yazılımı ile gelmektedir.
OtfHK. Döngülerin her biri tekrar süresi bulmaca sitemizde tüm resimli çengel bulmaca, kare bulmaca ve diğer bulmaca sorularını bulabilir ve arama bölümünden bulmaca cevapları ulaşabilirsiniz bulmaca çözerken bilmediğiniz cevaplara ulaşarak bunları öğrenebilir ve kendinizi geliştirebilirsiniz ayrıca bulmaca çözmek Alzheimer riskinizi azaltır, Stresi azaltır, Sözlü becerileri geliştirir, Sosyalleşmenizi sağlar. bulmaca cevapları, kelime bulmaca, çengel bulmaca, kare bulmaca, halka bulmaca, bulmaca oyunları, cevapları, cevabı, eş anlamlısı, halk dilinde, halk ağzı, ne denir, parası, para birimi, mecaz, gazetesi, eski dil, eski dilde, bulmaca sözlüğü, mecazen, simgesi, imi, bir tür, tersi, karşıtı, kısa, bir, resimdeki, artist, yazar, oyuncu, sanatçı, mecazi, bulmaca, bulmacada, sözlüğü, anlamı, nedir, 2 3 4 5 6 7 8 9 harfli, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık, kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları,
Yatırımcıların sık sık duyduğu ve ekonomi bültenlerine konu olan FED, ekonomik piyasaları etkileme gücüne sahip bir kurumdur. Borsalar ve para birimleri başta olmak üzere neredeyse bütün yatırım araçları üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Peki, FED nedir? FED açılımı nedir? FED Nedir? FED, Federal Reserve ifadesinin kısaltmasıdır. Türkçe anlamı merkez bankası olan bu kısaltma, genellikle Amerikan Merkez Bankası’nı ifade etmek için kullanılır. Başkanlığını Jerome Powell’ın yaptığı FED, Washington’da bulunan merkez binasından faaliyetlerini yürütür. Amerikan Merkez Bankası, ilk olarak 23 Aralık 1913 günü faaliyetlerine başlamış ve faaliyetlerine başladığı andan günümüze kadar olan süreçte görev ve sorumluluklarında bazı değişiklikler olmuştur. FED, sadece ABD ekonomisi üzerine kararlar alan bir kurumdur. Ancak ABD’nin dünya ekonomisini elinde tutması nedeniyle, FED tarafından alınan kararlar sadece ABD’yi değil, bütün dünyayı yakından ilgilendirir. Bu yüzden ekonomi piyasaları, alınan bu kararları yakından takip eder. Hatta yapılan toplantıların tutanaklarındaki ayrıntılar dahi dikkate alınır. FED Ne İş Yapar FED Görevleri FED, dünya finansının patronu olarak kabul edilir. Aldığı kararlar ile dünyadaki ülkelerin ekonomilerini derinden etkiler. Bu yüzden dünya ekonomisinin yöneticisi olarak kabul edilir ve piyasalardaki dengeyi sağlaması, temel görevi olarak görülür. FED görevleri genel olarak şu şekilde sıralanabilir Ekonomideki para ve kredi koşullarını belirleyerek istihdam ve istikrarlı bir yapı oluşmasını sağlamak Finans ve bankacılık sistemini yakın izlemek, gerekli denetimleri yapmak veya koordine etmek Finans sisteminin sağlamlığını sağlamak ve tüketici haklarını korumak Finansal riskleri tespit etmek ve bunlara yönelik adımlar atmak Finans sisteminin istikrarını sağlamak için gerekli önlemleri almak Görevleri genel olarak bu şekilde olmasına karşın, bütün bunları sağlamak ve görevlerini yerine getirmek için elindeki araçları kullanır. Bu araçların başında ise parasal genişleme ve sıkılaşma gelir. Parasal genişlemenin sağlanması için karşılıksız olarak para basma $ yetkisi vardır. Parasal sıkılaşma içinse faiz aracını kullanır. Faizi arttırdığında, piyasadaki parayı etkili olarak toplayabilir. Bilindiği gibi dolar $ dünyadaki en güçlü para birimidir. Buradaki değer değişimi, bütün yatırım araçlarını etkiler. Hisse senedi, kripto paralar, altın ve emtia gibi araçların fiyatları dolar cinsinden belirlendiği için FED kararları, dünya ekonomisi için büyük bir öneme sahiptir. FED, toplam 7 üyeden oluşan bir yönetim yapısına sahiptir. Üyelerin görev süresi 14 yıldır ve bu süre sonunda görevleri direkt olarak sona erer. Görevleri sona eren üyelerin yerine seçimi FED başkanı yapar. Ancak bu süreç medya tarafından çok yakından izlenir ve seçimin liyakat esaslarına göre yapılması sağlanır. FED Açılımı Nedir FED Toplantıları ve Kararları FED tarafından yapılan toplantılar ve burada alınan kararlar, piyasa tarafından çok yakından izlenir. Bu yüzden ne kadar süre ile toplandıkları ve toplanma tarihleri merak edilen hususlar arasında yer alır. Öncelikle FED, 6 haftada bir defa toplanır. Yapılan toplantıların sonunda tutanaklar kamuoyu ile paylaşılır. Böylece alınan kararlar veya herhangi konuya ilişkin FED üyelerinin tutumları anlaşılır. Piyasa, bu tutanaklara göre pozisyon alır. FED tarafından son dönemlerde yapılan toplantıların temel konusu parasal sıkılaşma ile ilgilidir. Faiz politikalarının ne yönde olacağına dair kararlar alınması bekleniyor. Özellikle pandemi döneminde karşılıksız basılan paraların enflasyonu sert olarak yükseltmeye başlaması, FED tarafından faiz artırımı yapma konusunu gündeme getirmiştir. Son açıklanan toplantı tutanaklarına bakıldığında FED tarafından faiz artırımı yapılacağı rahatlıkla ifade edilebilir. Ancak bunun ne zaman ve hangi oranda gerçekleşeceği ise bilinmiyor. Gelecekteki toplantılarda alınacak kararlar, bütün piyasaları etkileyecek.
Borsa yatırımcılarının ve hisse yatırımı yapan küçük yatırımcıların aklını karıştıran ve cevap aradığı önemli konulardan biridir “Borsada işlem gören tipe dönüşüm” KAP borsada işlem gören tipe dönüştürülmesi ne demektir ? Hisseyi nasıl etkiler? iyi midir? Kötü müdür? Borsada işlem gören tipe dönüşüm süreci ne kadardır? gibi sorulara yanıt işlem gören tipe dönüşüm ne demek?Borsada işlem gören tipe dönüşüm hisseyi nasıl etkiler? Borsada işlem gören tipe dönüşüm süresi ne kadardır?Borsada işlem gören tipe dönüşüm ne demek?Borsada işlem gören tipe dönüşüm hisse senetleri, borsada halka açık olan bir şirketin ortaklarının kurul kaydında olan ancak borsada işlem görmeyen statüdeki hisse senetlerini satışa konu edilebilmesi amacıyla yapılan başvuruya fazla uzun ve karmaşık gelmiş olabilir. Biraz daha açık şirketin sermayesini temsil eden tüm paylar, yani ortaklıkta payı olan kişilerin her bir payı borsada halka açık değildir; ve bunlar ha deyince borsada alınıp, satılamaz. Her şirketin borsada işlem görmeyen tipte bu tür payları bu tipteki payların borsada alınıp, satılabilmesi için önce MKK nezdinde kaydettirilmeleri gerekir. KAP’ta her gün bu tip dönüşüm talepleri duyuru şeklinde yayınlanr. Talepte işlem gören tipe dönüşüm hisseyi nasıl etkiler? Borsada işlem gören tipe dönüşüm talebinin ana amacı nedir? sorunu cevaplamak hisse senedi fiyatının seyrini anlamak açısından çok amaç şirket ortağının elindeki AMA halka açık olmayan hisse senetlerini borsada satmaktır. Örneğin X ortağı, borsada işlem görmeyen tipteki 2,5 milyon lotunu MKK nezdinde kaydettirdikten sonra elindeki bu lotları borsada kısmı net anladık. Tamam. Peki borsada işlem gören tipe dönüşüm talebinin yani şirket ortağının borsada işlem görmeyen bu hisselerini borsada satmak istemesinin nedenleri nelerdir? İşte bu kısım çok önemli. Bunun bir kaç nedeni var1- Çok basit bir ifadeyle ortak elindeki payı nakite geçmek istiyor Hissenin fiili dolaşımda olan paylarında bir talep fazlalığı vardır. Ve piyasaya hisse sokulmak istenmiş Ortaklar arasında her hangi bir sebeple oluşan anlaşma ya da anlaşmazlık nedeniyle “ortaklık yapısının değiştirilmesi ihtiyacı” doğmuş Şirket ortaklarından bazıları piyasada yaptıkları usulsüz işlemler nedeniyle SPK tarafından payları borsadaki işlemlerden çektirilmiş olabilir. SPK bunu belirli bir zaman dilimi için yasaklamıştır. Ve bu bahse konu şirket ortağı bu zaman cezası dolunca bu payları tekrar borsada alınıp satılabilir konuma getirebilmek için “Borsada işlem gören tipe dönüşüm talebinde” bulunmuş saydığım nedenleri iyi anlamak, hissenin gelecekteki fiyat seyrini de anlamak açısından çok önemlidir. Şirket ve MKK duyurularını iyi okumak ve yorumlamak işlem gören tipe dönüşüm süresi ne kadardır?Borsada işlem gören niteliğe dönüşüm süreci ise şöyle PAY TEBLİĞİ göre, Kurul tarafından aksi bildirilmedikçe paylar, MKK duyurusundan yani onay duyurusunda itibaren iki iş gününden sonra bitirirken son bir not eklemek istiyorum. Borsa okur yazarlığı açısından 22 Haziran 2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan PAY TEBLİĞİ yatırımcılar için önemli bir arzlar, ikincil arzlar, sermaye artırım-azaltım durumları, işlem gören tipe dönüşüm durumları gibi bir çok önemli gelişme bu tebliğ çerçevesinde yapılmaktadır Bir göz gezdirmekte fayda var. tamamıÖrneğin Payların borsada işlem gören niteliğe dönüştürülmesi için temel çerçeve bu tebliğin 15. maddesinde 15 – 1 Payları borsada işlem gören ortaklıkların borsada işlem görmeyen nitelikteki payları, MKK’nın belirlediği esaslar çerçevesinde pay sahibi tarafından MKK üyesi yetkili kuruluşlar vasıtasıyla MKK’ya yapılacak talep üzerine Kurul ücretinin Kurulca belirlenen hesaba yatırılmasından sonra borsada işlem gören niteliğe dönüşür ve borsada satılabilir. 2 Kurul ücreti, payların nominal değeri ile yetkili kuruluş tarafından talebin iletildiği tarihten önceki borsa ikinci seans kapanış fiyatı, borsa ikinci seans kapanış fiyatının oluşmadığı durumda en son işlem gördüğü seanstaki kapanış fiyatı arasındaki fark üzerinden ve bu Tebliğde belirtilen oranlar üzerinden hesaplanır.3 MKK, borsada işlem gören niteliğe dönüştürülmek istenen payların nominal değerini, başvuruyu yapan kişilerin isim veya unvanını günlük olarak toplu halde KAP vasıtasıyla kamuya duyurur. Ayrıca, her ayı takip eden beş iş günü içinde Kurula yazılı olarak bildirir.4 Kurul tarafından aksi bildirilmedikçe paylar, MKK duyurusundan itibaren iki iş gününden sonra satılabilir. Bu süre Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yürüttüğü pay satışları için uygulanmaz.5 Payları GİP’te işlem gören ortaklıkların GİP listesinde bulunmayan payları borsada işlem gören niteliğe dönüştürülemez.6 Borsanın ilgili pazarında ya da piyasasında gerçekleşen toptan satışlarda bu maddede yer alan hükümler uygulanmaz. Ancak, ortaklara ait toptan satışa konu borsada işlem görmeyen nitelikteki mevcut payların aynı zamanda borsada işlem gören niteliğe dönüştürülmek istenmesi durumunda bu maddenin sadece dördüncü fıkrası uygulanmaz. Bu durumda, paylar toptan satışın gerçekleştiği tarihte borsada işlem gören niteliğe dönüşür.7 Sermaye artırımı yoluyla halka arz edilmeksizin borsada işlem görmeyen nitelikte ihraç edilen payları veya borsanın ilgili pazarında ya da piyasasında gerçekleşen ortaklara ait mevcut payların satışından borsada işlem görmeyen nitelikteki payları alacak yatırımcıların, bu payları borsada işlem gören niteliğe dönüştürerek satabilmesi için bu maddede belirtilen esaslara uyması zorunludur.8 Bu Tebliğin 8 inci ve 27 nci maddesinde yer alan hükümler faydalı bir yazı olmuştur. Görüşmek dileğiyle. Bol kazançlar.
CNN Türk canlı yayınına katılan Prof. Dr. Sefer Şener, döviz kurlarındaki hareketlilikle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Şener konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı"Yüksek kur düşük faiz politikası piyasaya hakim oldu. Bu da çok farklı algılara neden olmuş oldu. Bu politika ihracata dayalı büyüme dediğimiz iş dünyasının da desteklediği bir politikadır. İş dünyası ile de görüşüyoruz. Piyasanın nabzını tutuyoruz. Orada beklenti şöyle; Bu politika doğru bir politika ilerleyen aşamada bu ülkeye istihdam sağlayacak bir algı, beklenti bundan sonraki süreçte de hükümetin hızlı bir şekilde Merkez Bankası ile koordineli olarak faizi düşüreceği sonucu ortaya çıktı."ZAMANLAMA İLE İLGİLİ BİR SIKINTI VAR"Japonya ve Çin’de üretici fiyatları artıyor. Politika kamuoyu tarafından sorgulanmıyor aslında. Zamanlama çok önemli gözüküyor. Bir taraftan enflasyon çok yüksek diğer taraftan Fed’in faiz kararını daha öne çekebileceği satın alınmaya başlandı. İş dünyası cephesinde bu politika uzun vadede faydalı ancak konjonktür olarak bu zamanlamanın çok uygun olamayabileceği tasarrufu dahi döviz olarak tutuluyor. Bu algıyı da değiştiriyor. Vatandaşlar açısından beklentiyi farklılaştırıyor. O yüzden diyoruz ki bu politikalar aslında Türkiye’nin geleceği açısından son derece faydalı. Ancak zamanlamayla ilgili bir sıkıntı var. Bu politika bir- iki yıl önce uygulansaydı kurlar üzerinde bu kadar etkili olmayacaktı belki artış eğilimi var ABD’de enflasyonda artış eğilimi var. Tabi sayın cumhurbaşkanı da şunu söylüyor. Bu bir dönüşüm ve bunu yakalamak gerekiyor diyor. Kamuoyunda bu durumun oluru olmazı çok tartışılmıyor aslında. Zamanlamayla alakalı da kurda oynaklığı görüyoruz. Piyasada derinlikte yok. Yüksek oranda alıcı ve satıcı olduğundan fiyatlar çıkmıyor. Gelebilecek olumlu beklenti artmaya başladığında bu yüksek seviye aşağı yöne de KARŞI NASIL ÖNLEM ALINMALI? Bazı firmaların stokçuluk yaptığı ile ilgili konuşuluyor. Böyle firmalar var fakat Türkiye'de piyasalar şöyle işliyor. Piyasada dolanan paranın iki katı kadar kendi içerisinde oluşturduğu emisyonu var. Her sektörün ayrı bir ticaret yapısı var. Piyasa birbirine açtığı vadelerle iş yapıyor. Ortalıkta tabi ciro, senetler var ancak piyasada dolanan paranın çok üzerinde ticaret yapılıyor. Ve bu ticaret piyasaların birbirine açtığı kredi ile bu kadar hızlı oynaklık olunca doğal olarak firmalar hammadde ve üründe süreyi kısıtlıyorlar. Günlük ve peşin istiyorlar. Zaten firmalar alanına göre yüzde 15-20 kar marjıyla çalışıyor. Kurda yüzde 15-20’lik artış olunca firmalarda işleyiş bu süreci tamamen sekteye uğratıyor diyemeyiz. Piyasanın kendi kendine açtığı kredibilite üzerinden dönüyor. Bu da iki aylık üç aylık gerekirse altı aylık vadelerle çalışıyor. Bozulan aslında kurdaki yükselişler uygulamayı bozuyor. Unla ilgili stokçuluk var mı? Türkiye’de yapılan hesaplar Türkiye’nin yıllık 18 milyon ton buğday tüketimi yapıyoruz. Bu sene beklenen 20 milyon tondu. Küresel etki ve kuraklık var. Bu sene 15 milyon ton olarak gerçekleşti. 3 milyon tonluk açık görülmesi ilerleyen aşamalarda firmaları sıkıntıya sokuyor. Aslında firmaların yapması gereken şubat martta bu sıkıntı oluşacaksa en azından şu an stokçuluğu yapmaması lazım."KURDAKİ OYNAKLIĞI GÖREN STOK YAPMAYA YÖNELİYOR"Kurdaki oynaklığı gören her firma ya stok yapmaya yöneliyor ya da vadeli mal satımını durdurmaya yöneliyor ya da bazı fahiş fiyat uygulamalarına gidiyor. Bunları kısa vadede durdurmak devletin görevidir ve gereği yapılacaktır. Tamamı için bunu söyleyemiyoruz ancak bu bir realite. Fırsata çeviren sektörler var. Marketlerde aynı olayı gördük. Aynı şekilde sadece perakende de değil diğer sektörlerde de fırsata çevirenler var çevirmeyenler var bunun iyi ayırt edilmesi lazım. Ancak tamamı için söylemiyorum. Bunların üzerine gidildiği zaman asıl oynaklık azalacaktır. Asıl sebep enflasyonun yüksek yükselişin etkisini biz bundan sonraki aylarda enflasyon üzerinde göreceğiz. O zaman şunu net söyleyebiliyoruz. Yapılacak tüm hesaplar 8 puan üzerinde enflasyona ek getiri demektir. Bunun yansıması 3’er 4’er aylık dönemde gelebilir. Kurlar arttı enflasyon 7 puan yukarı çıkacak değil bu ocak şubat ve mart aylarında fiyatlarıyla ilgili Türkiye’de döviz kuru pahalılandı. Küresel çapta aynı durumda ABD ve Avrupa’da muzdarip. ABD’de 7-8 dolarlık bir geri çekilme yaşandı petrol fiyatlarında. Küresel çapta ne tür gelişmeler olacağıyla alakalı bir YENİ ZAMLAR BEKLENEBİLİR Mİ? Kurdaki gelinen seviyelerden dolayı akaryakıt fiyatlarına bir yansıma olacaktır. Akaryakıt, doğal gaz ve elektrikte yaklaşık 120 milyar TL’ye yakın bir sübvansiyon yapıldı. Petrolde bu rakam 50 milyar TL, doğal gazda 60 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu kurdaki yansımalar vergi kısmı tarafından sübvanse edilirse ki edilecek gibi gözüküyor biz bu yansımayı kısa vadede bu kadar arttı hemen akaryakıt fiyatları artar mı beklentisi yanlış. Uzun vadede ÖTV vergileri alınmadığı sürece bir sıkıntı görülmez. ÖTV sıfırlandıktan sonra kur artıyorsa bunu yansıtmak zorundasınız. Küresel çapta dünyanın neredeyse tamamı bunu yansıttı aslında. Türkiye’de bu yansıtılmadı. Önümüzdeki dönemle ilgili ÖTV vergilerindeki düzenleme devam ettiği sürece bir akaryakıt fiyatlarında aşırı zam olarak görmeyebiliriz."BUĞDAY FİYATLARI İKİ KATINA ÇIKMIŞ DURUMDA"Bu kadar ham madde sıkıntısı çekilirken piyasada ham madde ithalatı ile ilgili düzenlemeler yapılıyor. Buğdayda vergi sıfıra çekildi. Burada sadece oyuncu biz değiliz. Sadece Türkiye’deki şartlardan kaynaklanmıyor bu. Buğday fiyatları iki katına çıkmış durumda. Rusya’dan alıyoruz. Buralarda da zam yapıldığında dolayısıyla piyasada arz sıkıntısı var ve burada da fiyatlar artıyor. Küresel çapta da artış ekonomi politikası birçok alanda güncellemeyi getiriyor. Piyasanın rahatlatılması lazım. Piyasada tedirginlikten dolayı bir sıkıntı çekiliyor. Tedirginlik giderildiği zaman bu kadar yüksek oranlı artışlardan biz şikayet etmeyeceğiz. Beklenti ne kadar olumsuza dönerse sıkıntı o kadar büyük oluyor. Kurdaki oynaklığın sebebi BANKASI'NIN UYARISI NE ANLAMA GELİYOR?Kurdaki oynaklık piyasa koşulları dışında diyor Merkez Bankası. Alış satış olmamasına rağmen beklenti ile alakalı bir durum bu. Vatandaşların bu yüzden dikkatli olması gerekiyor diyor. Bir günde yüzde 15’lik volatil hareket yok küresel çapta. G20 ülkelerinin hiçbirisinde yok."YÜZDE 13'LÜK BİR DÜŞÜŞÜ GÖREBİLİRİZ"Merkez Bankası şunu söylüyor. Kurdaki oynaklık piyasa koşulları dışında. 'Çok alan var çok satan var onun için fiyat yükselmiyor' diyor. Merkez Bankası spekülatif olabilir diyor. Beklentiyle alakalı bir durum. Beklenti tersine dönerse bu kurda tersine döner. Onun için vatandaşlar veya bu alana yatırım yapanlar dikkatli olmalı. Evet doğru bir yaklaşım. Dolar küresel çapta da değer kazanıyor ama bu kadar yüksel volatilite ülkelerinin hiçbirinde böyle bir yüksek dalgalanma yok. Algı ile alakalı uygulanacak politikaların beklentisi ile alakalı bir durum. Merkez Bankası'nın söylediği şu; sermaye akımı olursa olumlu mesajlar verilebilirse o zaman biz günlük yüzde 13’lük bir düşüşü de Merkez Bankası'nın piyasaya birazda daha net mesajlar vermesi lazım. Türkiye’de herkes biliyor kurun serbest piyasada gerçekleştiğini. Ancak Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı ile ilgili bir rolü var. Merkez Bankası’nın elindeki imkanları kullanması bu durumu tersine çevirebilecektir diye bir istihdama büyümeye yönelik bir politika uyguluyor. Kamuoyu tarafından da benimsenir bu politika ancak bunun zamanlaması doğru muydu buna siyaset karar verecek. Biz de bu zamanlamanın doğru veya yanlış olduğuna yönelik yorumlar yapıyoruz."
Efenim bu yazımızda konumuz bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştıkları riskler nelerdir meselesi. Eğer bankacılık faaliyetine ilişkin hiç bir bilginiz yok ise muhakkak Bankalar Nasıl Para Kazanır, Bankalar Nasıl Para Yaratır ve Banka Bilançosu yazılarımı okuyunuz. Yazımızda bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştıkları riskler konusunu başlıklar halinde belirtip bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştıkları riskleri nasıl bertaraf ettiğini de her başlıkta bulabileceksiniz. Keyifli okumalar. Bankaların Faaliyetleri Sırasında Karşılaştıkları Riskler Bankacılı basittir diyoruz bir çok yazımızda. Perakende ticaret yapan bir firmanın sattığı ve aldığı ürünlerin yerini sadece parayla değiştirmeniz bankacılığı anlamak için yeterlidir aslında. Bu kadar basit diyoruz evet gerçekten öyle ama bu faaliyet sürecinde ortaya birçok risk çıkmaktadır. Bunlar likidite, faiz, kur ve piyasa riskleridir. Bunun dışında günlük nakit açığı riski altında ayrı bir başlıkta anlatacağım başka bir mesele var. Onu da okumanızı tavsiye ederim. Günlük Nakit Açığı Bankaların şubelerinde müşterilerin getirdikleri ve aldıkları paraların dışında ek olarak eft ve çek ödemeleri işlemleri vardır. Burada her işlemde para fiziken gidip gelmez, genelde gün sonunda bir banka diğer bankadan net alacaklı ya da net borçlu günlük likidite borçlu olan bankalar nakit açığına yani likit açığına düşmüş demektir. Tabi bu sadece hesapsal olarak ancak bu hesapsal açık bir an evvel kapatılmalıdır. Yoksa banka iflasa kadar olan sürece girebilir. İşte bunun yapıldığı yer bankalararası para piyasasıdır. Türkiye’de öyle bir usul yok ama uluslararası finans piyasalarında borç faizinin saatlik hatta dakikalık hesaplandığını gördüm. Ha bu nakit açığı konusuna çokta kafayı Bankası diye bir kurum piyasasında karşılığı bankaların bankalara kredi veren bankadır. Big bosstur. En kötü sıkışırsan gider MB’den fon MB sen riskini iyi yönetemediğin için seni fena şekilde pahalı bir maliyetten borç alırsın MB’den. Bunu bir hafta vadeli repo faizi ve piyasayı anlamak yazımızdan okuyabilirsiniz ki bu yazıda günlük fon ihtiyaçları ve taleplerinin de nasıl oluştuğuna dair kapsamlı bilgiler bulacaksınız. 1931 yılında kurulmuş olan TCMB’nin Ankara’da yer alan binası. Yakında Finans Merkezi projesi kapsamında İstanbul’a taşınacak. The Big Boss Ankara’da son günlerini yaşıyor. Likidite Riski Nedir ? Bankaların karşılaşabileceği en büyük ve en tehlikeli risk likidite riskidir. Gerçi bana göre bir firmanın da karşılaşabileceği en büyük ve ciddi risk likidite riskidir. Direk batırır. Yukarıda para kaynaklarını yani bankaların borçlarını açıklamıştık. İşte Türkiye’de ortalama olarak bankaların kaynaklarının geri dönüşüm süresi yani bu borçlarını geri ödeme süresi 120 gün civarıdır. Alacaklarını yani verdiği kredileri geri tahsil etme süresi yaklaşık olarak 565 gün civarındadır. Bu arada bu geri dönüşüm sürelerine sektörde durasyon denmektedir. Aktif durasyon ve pasif durasyon olarak belirtilir. Aradaki 400 günlük farkın herhangi bir gününde paralarını bankaya emanet eden tüm insanlar paralarını geri istese banka batacaktır. Hatta çoğu zaman bankanın batması için tüm insanların istemesine de gerek yoktur. Buna likidite riski denir. Demirbank 2001 krizini tetikleyen ilk banka batışıdır. Likidite krizine girdiği için batmıştır. Banka para yatırdığı devlet tahvillerinin faizlerinin düşmesi, akabinde nakde ihtiyaç olması nedeniyle batmış, batışı sırasında MB’nın müdahale etmemesi çok tartışılmıştır Peki, bu risk nasıl bertaraf ediliyor? Muhtelif türev ürünler kullanılarak. Uluslararası sermaye piyasalarında bankanın bilançosunda netleşen aktif durasyonu kısaltmak ve pasif durasyonu uzatmak için swap gibi muhtelif ürünler mevcuttur. Banka hazinesi bu ürünleri alır. BDDK bu oranı Likidite Karşılama Oranı adı altında takip etmektedir ve üst sınırı mevcuttur. Likidite riskinin nasıl batışın önünü açtığını okumak için Pamukbank’ın hikayesini yazdığım yazımı okuyunuz. Kur Riski Bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştığı bir diğer risk ise kur riskidir. Bu kur riski nasıl oluşuyor? Bankanın varlıklarınıaktiflerini ve kaynaklarınıpasiflerini yukarıda kısaca açıklamıştık. Bunların endeksli olduğu para birimleri arasındaki farka kur riski denir. Biraz daha açarsak konuyu; Örneğin bankalar kaynaklarının ne olduğunu kontrol edemez. Bankaların kaynakları arasında özkaynaklar, mevduatlar ve mevduat dışı kaynaklar bulunur. Bunlardan bankanın kaynağı ağırlıklı olarak genelde %60-%70 aralığında değişir mevduattan hasıl olur. Bu mevduatın ne türden olacağına yani Türk parası mı altın mı yoksa yabancı para mı yabancı para ise hangi kur olacağına banka karar veremez. Bunu müşteriler tercih eder. TR’de de müşteriler ağırlıklı olarak yabancı para ve altın tercih etmektedir. Peki banka bunu nasıl dengelemeli? Kur riskini yönetmek maharet ister. Günlük olarak hesaplanan kur riski bankaların hazine birimlerince uluslararası piyasalarda swap, forward gibi ürünler ile kapatılır. Bankaların net yabancı para pozisyonu öz kaynaklarının belirli bir oranını geçemez. Yani sonuçta banka bütün bu aldığı yabancı parayı, yabancı para olarak kredi vermesi lazım ki herhangi bir kur açığı oluşmasın.buna da doğal hedge mekanizması denir Şöyle düşünün, bankanın mevduatının tamamı dolar olsun, bu parayı Türk lirası olarak kredi vermesi lazım TR’de yabancı para ile kredi çekmek için ihracat yapabilmek gibi nitelikli durumlara sahip olmak gerekir, bireylerin yabancı para kredi çekmesi ise yasaktır. TR’de kredilerin ağırlıklı kısmı zaten Türk parasıdır. Eee banka napacak şimdi, hiç kredi vermeyecek mi? Tabii ki hayır. Bu aradaki farklar dönemsel olarak hesaplanıp genelde günlük olarak döviz pozisyonu kontrol edilir hazine birimince, bir çok bankada ise limit üstü açık işlemlerde derhal Bloomberg ekranları üzerinden o pozisyonun tersine türev pozisyon alınarak açık pozisyon kalmaz hazine tarafından kapatılır. Kapatma işlemi türev araçlar vasıtasıyla olur. BDDK zaman aralığını şu an net olarak hatırlayamamakla birlikte belirli dönemler aralığında bankaların döviz açık pozisyonunu takip eder. BDDK yönetmeliklerine göre bir bankanın döviz açık pozisyonu sermayenin %20’sini geçemez, eğer geçerse banka bu durumu BDDK’ya bildirmek ve BDDK’nın yaptırımını beklemek zorundadır. Bir Örnekle Kur Riski Örneğimizden devam edersek, 100 birim yabancı para mevduat olsun, bu toplamda 200 TL’ye eşit olsun. 100 birim yabancı para borcum var şuan, bunun hepsini kredi olarak verdim 200 TL olarak. Ancak ertesi gün kriz oldu ve 100 birim yabancı para artık 500 birim oldu. Ama benim verdiğim kredi 200 birim. Şu durumda batmış olmamız lazım. Ne yapacağız? Yabancı para mevduatı aldığım gün, yabancı para mevduatı ödeyeceğim vade tarihi gün için uluslararası piyasalarda yabancı para alış gireceğim ve riski bertaraf edeceğim. Benim için yani banka için türev işlemlerden kar ya da zarar etmek mühim değildir. Bu tip işlemlerde esas olan sıfır risk almaktır. Olması gereken ise nasıl bankalar kur riskini yönetiyorsa muhtelif türev ürünler ile firmalar da bu risklerini yönetmelidir. Bankalarda Türev Zararı Nedir ? Türev ürünler yapısı itibariyle oldukça oynak olmakla birlikte esas sebebi spekülasyon değil hedgingtir ve Bankalar tarafından sıklıkla kullanılır. Bankaların türev yükmülülüklerini 9’lu yani nazım hesaplardan izleyebilirsiniz. 2008 krizi ve Basel-3’ün temelini oluşturur. Dönem dönem gazetelerde işte A bankası türev işlemlerinde bilmem kaç milyar tl zarar etti diye sansasyonel haberler yazmaya bunlar bilmeyenler için clickbate tıklama çekme maksatlı haber. Ama bu zararın türev olması demek onun fiziki karşılığının da olduğu anlamına kağıt üstünde siz muhasebe kalemi bazında zarar dönüp kambiyo zararı kaleminin karşılığı olan kambiyo karı kalemine bakarsanız bunların toplamının genelde sıfır olduğunu idrak edersiniz zaten. Aklınıza takılmasın 2001 krizinden sonra BDDK bankaların yabancı para pozisyonları yakinen takip ediyor, bankaların açık eksi/yükümlü şekilde ertesi döneme yabancı para yükümlülüğü ile girmesine engel oluyor. Faiz Riski Nedir ? Bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştığı bir diğer risk ise faiz riskidir. Likidite riskini konu ettiğimiz yazımızda aktif durasyonun 565 gün pasif durasyonun 120 gün olduğunu söylemiştik. Bu şu demek, sen krediyi kullandırdın yaklaşık olarak %10 faizden, ilerleyen dönemde yani yaklaşık 565 gün içerisinde tahsil edeceksin, ancak borcun olan vadeli mevduatın vadesi 120 gün içerisinde geliyor ve bunun faizi 120 içinde değişecek. Fakat verdiğin kredinin faizi 565 gün boyunca aynı olacak. Diyelim ki krediyi kullandırdıktan bir sene sonra kriz oldu ve faizler %30’a çıktı. Banka ne yapıyor? Risk kavramı maalesef resimdeki gibi metre ile ölçülebilen ve bu kadar kolay tespit edilen bir kavram değildir. Piyasada her zaman öngöremeyeceğiniz riskler de mevcuttur. Eğer hepsini hesaplarsanız faaliyet gösteremez, riski gözetmezseniz batarsınız. Yine uluslararası piyasalarda faiz swapı işlemlerine giriliyor. Bunların birçok türü var. Detaylı olarak öğrenmek isteyen araştırabilir. Bir gün burada da yer vereceğim. Şu an bu detaya girip yazıyı boğmak istemiyorum ama bu riskin de var olduğunu ve hedge edildiğini bilin. Faiz riskinde unutulmaması gereken husus faiz riski bertaraf edilmez ise uzun vadede likidite riskine döner ve bankanın batmasına sebep olabilir. Mantıken zaten bu gün %10 ile borçlanıp %20 ile kredi verirken ertesi gün %50 ile borçlanırsan %20 ile verdiğin kredilerin hepsi zarar yazar. Ki bırakın günlüğü bankaların 10 yıllık vadelerde verdiği konut kredileri hatta 15 yıllık proje kredileri de mevcuttur. Bu faiz riskinin likidite riskine dönüşüğü banka batırdığı olay da Demirbank hadisesidir. Bunu da sizler için detayıyla yazmıştım. Demirbank’ın üstüne tıklayın. Piyasa Riski Nedir ? Piyasa riski ise tam anlamıyla ülkenin ya da kredi verilen bir sektörün riske girerek bankanın alacaklarını tahsil edememesi, bu sektörün bankadaki portföyünde fazla olması nedeniyle bankanın alacaklarını tahsil edemeyerek likidite krizine girmesidir. Bu risk bankaların takip oranı NPL ve yakın izleme oranı YİKO olarak gözlemlenebilir. İflas ya da sektörün sorun yaşaması bankaları en çok korkutan unsurlardandır. Bu aşamada banka ya yapılandırmalarla firmayı kurtarmaya çalışacak ve vade bekleyecek ya da hemen takibe geçip firmanın ipini çekecektir. Bu riski bertaraf edecek yegâne sistem ise banka yönetiminin kredi riskinin oluştuğu sektör paylarını takip etmesi, düzgün bir kredi derecelendirme sistemi kurması ve eğitimli personel istihdam etmesidir. Bunun dışında da karşılaşılan birçok risk bulunmakla birlikte ağırlıklı olarak bu endişelerle bezelidir Banka bilançosu. Gördüğünüz üzere başta basit olarak anlatsak da bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştıkları riskler pek azımsanacak gibi değildir. Bu yüzden bankalar güçlü risk yönetim sistemleri kurar, günlük olarak bu verileri takip eder, limit aşımında hedge bu işlemleri ise BDDK takip eder. Çünkü finansal sektör stratejik öneme sahiptir. BDDK 2000 krizinin Bankalar kaynaklı çıkması ve bankaların bu süreçte kontrol edilmemesi nedeniyle IMF zoruyla kurulan bir kurumdur. Bankaların faaliyetlerini ve risklerini yakından takip eder. Bankacılık sektöründe olası bir tıkanma halinde başta reel sektör olmak üzere tüm ülke krize girecektir. 2008 krizinde sırf bu sebepten FED’inABD merkez bankası olur kendileri bir çok finans kurumuna fon sağlayarak kurtarıldığını gelmez yani. Bankaların faaliyetleri sırasında karşılaştıkları riskler yazımı beğendiyseniz ve bankacılık sektörüne ilişkin spesifik okumalar yapmak istiyorsanız muhakkak Demirbank, Pamukbank, İmar Bankası, HSBC, Wells Fargo yazılarımı okuyunuz. Esen kalınız.
banka yakın izleme süreci ne demek