🗻 Başkalarının Mutsuzluğu Ile Mutlu Olmak

Başkalarınıntavsiyesi ile körü körüne evlenmek cehennem azaplarıyla anlaşmaya benziyor. Arthur Schopenhauer: Alman filozof Tüm mutlu aileler birbirlerine benzerler, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır. Lev Tolstoy Aile İyibir eşiniz olursa mutlu olursunuz. Eşiniz kötü olursa filozof olursunuz. - Sokrates. * Mutlu olmaktan korkan birini aşka ikna edemezsin. * MutIu oImak istiyorsan gururu bırak, gönüIIer aImaya bak. - Mevlana. * Ne garip şey şu mutluluk, gitti mi gider, çağırsan gelmez, gelse de kalmaz, kalsa da yetmez. - Sunay Akın. İslamMemiş Gram Altın İki Katı Olacak İslam Memiş Altın yorumları – İnternetten Para Kazanma Mutluluğuyaşamak için öncelikle özgür olmak gerekir. Özgür olmayan insan korku duyar, umut ve beklenti içinde olur. Zaman ile bağın olmaması gerekir. Beklenti, umut ve korku insanın zaman hızla ileri veya geri hareket etme isteği yaratır. Tüm bu benliğin farklı enerjiler ile dolması, mutluluğun yaşanmasına engel olur. Nemutlu onu yaşayanlara! Ne mutlu o güzelliği bir ömür boyunca devam ettirecek olanlara! Dünya, Allah ile beraber olduğunuz sürece sizin için bir mutluluk dünyasıdır. Başkaları size ne yaparsa yapsın, o mutluluğu yok edemezler. Ancak öldükleri zaman onlar yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu öğreneceklerdir. Hâlbukimutsuzluğu mutlu olma yolundaki aşılabilecek bir engel olarak görebilmek mümkün. Mutsuz ve sitemkâr olmaya o kadar alışmışız ki; mutlu olmayı yadırgar hale gelmişiz. Mutluluk, korku barındırmaz, geçmişe odaklanmaz, ölümü düşünmez. Zamanı ve ölümü unuttuğunuz an gerçek mutluluğu yakaladığımız an’dır. Buinsanlarda karşısındaki kişinin mutsuzluğu, acısı ya da şanssızlığına üzgün olsa dahi hissettikleri duygu sevinç oluyor. Bazı insanlar vardır, insanların acılarından zevk alır; çünkü bu durum onların iyi hissetmelerini sağlar. Bu tip insanlar başkalarının acısını kendi dUBYx. Gündem \ Kültür, Sanat ve Edebiyat Editörler Lanet Başkalarının Mutsuzluğu İle Mutlu Olmak 13 Ağustos 2012 2315 zuzu1234 Başkalarının Mutsuzluğu İle Mutlu Olmak Bir insan başka bir insanın mutsuzluğuyla neden mutlu olur ? 13 Ağustos 2012 2321 supporters. Müsteşar Yardımcısı İnsan doğası gereği eksik bir varlıktır 13 Ağustos 2012 2322 zuzu1234 Şube Müdürü ne eksik 13 Ağustos 2012 2330 siyahinci Memur hasetlik insanın ruhunda vardırrr 13 Ağustos 2012 2359 zuzu1234 Şube Müdürü .... 14 Ağustos 2012 0023 siyahinci Memur hoşgöreceksin elbet bir gün yenilecektir 14 Ağustos 2012 0025 bluenightttt Yasaklı KONU ne olursa olsun, verdiğin ÜZÜNTÜ ve aldığın AH.. bir CAM PARÇASINDAN daha keskindir..! Dönüp dolaşıp; ÜZERİNE basarsın..! KAPAT [X] 14 Ağustos 2012 0128 wunderbar Genel Müdür buunla beslenen insanlar var ne yazık ki... 14 Ağustos 2012 0413 mıcrobio Kapalı çok kıskanç olduğundan 14 Ağustos 2012 0429 2uyeadı Memur düşmanımsa olurum çünkü o da benim canımı yakmıştır 14 Ağustos 2012 0916 zuzu1234 Şube Müdürü ... 14 Ağustos 2012 1550 hayat-bir masal Kapalı zamanında sizin mutsuzluğunuzla eğlenmiştir keyif almıştır, sıra size geldiğinde değerlendirmek kadar normal bir durum olamaz 14 Ağustos 2012 1605 zuzu1234 Şube Müdürü herseyi karsılıklı dusunuyrz yani.. 14 Ağustos 2012 1616 hayat-bir masal Kapalı evet aynen 14 Ağustos 2012 1618 zuzu1234 Şube Müdürü ... 14 Ağustos 2012 1623 hayat-bir masal Kapalı ... 14 Ağustos 2012 1624 zuzu1234 Şube Müdürü yanlıssın bence insanlar cok kıskanc baskalarının mutlulugunu kaldıramayacak kadar.. 14 Ağustos 2012 1658 hayat-bir masal Kapalı belki kıskançlık belki farklı duygu ama sonuçta eğer mutlu oluyorsan birinin üzüntüsüne benzer şeyleri yaşadığındandır 14 Ağustos 2012 1734 karya77 Şube Müdürü Ruh hastasıdır,ezik büyümüştür,hep aşağılanıp horlanmış insanlardan nefret etmeyi bilgisi yeterli olmadığından daha kıllı daha mutlu daha bilgili insanı hazmedemez. kendi mutsuzluğuna eş arar iğrenç ruhunu tatmin eder bu yolla... 14 Ağustos 2012 1826 herşeyin_hayırlısi Müsteşar Yardımcısı aklınca intikam aldığını sanırda ondan...sen beni mutsuz etmiştin al işte şimdi sende mutsuzsun demek ister ve de mutemelen bir k. acısı vardır cevap veremediği öylece kaldığı anlar olmuştur aklınca zaferini kutluyordur... 14 Ağustos 2012 1904 jemil Kapalı çünkü içini soğutmak için intikam almak için geçiçi am rahatlatıcı bir duygudur bence ama sonrsıda pişmanlığı getirir Toplam 61 mesaj 1234 Çok yazılan konularMüziğin GüncesiEtnik müzik denince....İzmarit SÖZLÜKsemih sergen 1youtube videoları arası reklamlar 2tek tırnak işareti 2denizden virüs bulaşmaz 2buzlu çay/meyveli çay 4zırnık koklatmamak 2goart metaverse 1aksaray mumyaları 1saygı 1kalabalıkta olmak 1 Editörün seçimiPromosyonlar güncellenmeliNasıl birikim yapabilirim ? Altın bes vs polise GBT Kemal Kılıçdaroğlu Sınava girmeyin!KPSS iptalinde şunu farkedebildiniz mi?2022 KPSS Yeni BaşvuruGEÇİCİ SIĞINMACI SORUNUNU KİM ÇÖZER ?Ağır hasarlı araç alınır mı Gram Altın 1060 geçerse hedefSüper Lig Tahmin Yarışması 2022/2023 Sezonu Son Dakika HaberlerEdirne'ye esnaf göçü Çevre iller boş durmuyorCemevi Derneği Başkanı'nın saldırı faili tanıdık Kişisel husumet çıktıParçalayıp gömmüşler 4 yıldır kayıptı15 Temmuz gazisi Mehmet şehit oldu 6 yıldır bitkisel hayattaydıEv sahipleri artık ödenebilir kira istiyor -sınavdan kaç aldın? +45, ya sen? -ben 20 almışım yaa +hadi yaaa, süpeeer, öhöm yani çok kötü, üzülme sen boşver iç ses heyoooo bkz çancı hastalık psikolojisinde yer edinmiş bir davranış bir hastalığa yakanan kişi başkasının da hasta olduğunu duyunca rahatlar.hepsi değil muhtemelen göreceli bir mutluluk ve mutsuzluk da göreceli mutsuzluk üzerine kurulan mutluluk geçicidir. hastalıklı bir duygu olmasına ve üzüntü vermesine karşın önemsenmemesi gereken ulaşmak nihai amaçsa, mutluluğu tatmamış insanların mutluluktan pay alma hevesleri başkalarının mutsuzlukları üzerinden tatmin geçicidir mutluluğu tatmış olanlar için ama ya diğerleri? bir de başkalarının mutluluğundan mutsuz olmak vardır, insan kendi mutsuzluğunu kavrar başkalarında. hepsi insanın referans noktası olarak kendini değil, başkalarını almasının sonucudur. sperm halinden beri yarışta olan insanın, koskoca hali ile yarışı bırakmayışının göstergesidir. kendisiyle barışık olmayan,kıskaç kişiliklerde sıkça rastlanan yapmacık bir üzülmüş ifade verir ve en fazla "üzülme" der,arkasından da sevinir,mutlu olur. küs veya uyuz olunan birinin mutsuzluğundan mutlu olunabilir elbet. hem de çok güzel olunur. tv dramalarının izlenme rekorları kırmasıdır. başkalarını kıskanan bireylerde görülen bir durumdur. mesela basit bir örnekle, kıskandığı kişi hep 70-80 alsın bu da 40 alsın. şimdi diğer sınavda kıskandığı kişi 30 kendisi 40 alsa başkasının mutsuzluğu kendisinin mutluluğu olur, kendisi beter, öbürü beterin beteri olsa yine sevinir bu adam. sadece bu konuda değildir tabi ki, hayat çizgisi daha net ve renkli olan kimseleri kendisinde olmadığı için bunu kıskançlığa dönüştürüp, kıskandığı kişinin mutsuz olması yine bunu mutlu eder ''oh xx yaparken iyi oluyordu değil mi'' gibisinden egosal tatminlere yönelir bunlar. ikinci boyutu ise kendine aşık etme durumudur, bin türlü boku yiyip aşık ettikten sonra kendisine bu söylense senle işim olmaz der,yarattığı mutsuzlukla mutlu olmaya çalışır. genelde vucudundan başka bir niteliği olmayan dişi veya er kişilerinin yaptığı durumdur, böylece ego pınarlarını güldür güldür akıtıp kendini mutlu eder, egosal tatminin yükselişiyle kişilik değerinin düşüşü aynı anda görülür. hırstır, zafer arzudur, dürtülerin insan taraflarımızı yok etmesidir. birisi ağlarken karşısında üzgün görünüp içten kahkahalar atan iki yüzlülüktür kimi zaman. mutsuz olan kişiye ve mutsuzluk derecesine göre değişir gıcık olan birinin boynuzlandığını duymak insana haz verebilir fakat anasının babasının öldüğünü duymak üzer haliyle. MisafirMisafirKonu Başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olmak Çarş. Ara. 29, 2010 1255 pm Başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olmak... Marie Claire Şubat isim başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olmak... Bu tanım; günümüzün rekabet ortamında sıklıkla yaşanan bir ruh halini de özetliyor. Özellikle sıkıntıda olan arkadaşların, başarısızlığa uğrayan meslektaşların, iflas eden zenginlerin ya da trajedi yaşayan ünlülerin düştükleri durumdan keyif alanların varlığı düşünülecek olursa! Merve, iş yerinde dolanan dedikoduları ilk kez duyduğunda ne hissedeceğini tam olarak bilemiyor... Arkadaşı Zeynep'in işten çıkarılacağına dair söylentilere kulak kabarttığında bunlara inanıp inanmamakta kararsız kalıyor. Eğer duydukları sadece söylentiden ibaretse hayal kırıklığına uğrayacağını biliyor! Merve "Asıl mutluluğu dedikoduları duyduğumda değil; Zeynep'in kesin olarak işten kovulduğunu öğrendiğimde yaşadım" diyor. Dokuz ay önce 34 yaşındaki gazeteci Merve, yakın arkadaşı Zeynep'in çalıştığı şirkete iş başvurusunda bulunuyor ve arkadaşının da referansıyla işi kapıyor! Zeynep'ten daha tecrübesiz olduğu için düşük bir pozisyona getiriliyor. İlerleyen günlerde Merve, arkadaşı Zeynep'in başarılarını kıskançlıkla izliyor. Kendini sürekli onunla kıyaslıyor. Merve "O, bu şirkette benden daha eski olabilir. Ama ben de en az Zeynep kadar donanımlıyım" diyerek kıskançlığını dizginlemeye çalışıyor. Aylar sonra Zeynep'in yöneticisi ile tartışarak haksız yere işten çıkarılması iş yerindeki arkadaşlarının üzülmesine sebep olurken Merve'yi çok mutlu ediyor. Arkadaşının sayesinde iş sahibi olan Merve, "Zeynep zamanında bana yardım ettiği için işten çıkarılmasına bu kadar sevinmem doğru değil. Ama elimde değil, onun mutsuzluğu şu anda beni mutlu ediyor. Artık kendimi onunla kıyaslamak zorunda kalmayacağım için huzurlu ve rahatlamış hissediyorum" diyor. Merve'nin içinde bulunduğu ruh halini tanımlayan tek bir kelime var o da 'schadenfreude!' Bu Almanca kelime, Türkçe de dâhil hemen hemen her dile yerleşmiş durumda. Schaden; 'zarar', freude ise 'mutluluk' anl***** geliyor. Kısaca; başkalarının başarısızlığından ya da mutsuzluğundan duyulan mutluluk demek. Şöyle de düşünebilirsiniz; schadenfreude kıskançlığın tam tersi! Bir arkadaşımızın başarısını kıskandığımızda kendimizi kötü ve mutsuz hissediyoruz. Bir arkadaşımızın başarısızlığından mutlu olduğumuz zaman ise schadenfreude ruhumuzu ele geçiriyor!Schadenfreude Altın ÇağındaGünümüz modern toplumlarında bireyselleşme ile birlikte ortaya çıkan rekabet çılgınlığı her geçen gün artıyor. Rekabetle birlikte schadenfreude de altın çağını yaşıyor! Dostoyevski'nin de yazdığı gibi insanlar en yakınlarının mutsuzluklarından bile kendilerine ufak da olsa bir mutluluk payı çıkarıyorlar. İş arkadaşlarının başarısızlığı, akrabaların zor duruma düşmesi, arkadaşların biten evlilikleri, iş adamlarının iflası ya da ünlülerin başlarına gelen trajediler; schadenfreude'yi tetikliyor. Sosyolog Sevim Erkol; "Günümüz tüketim toplumu, sürekli mücadeleyi, fırsatçılığı ve rekabeti gerektiriyor. İnsanlar artık birbirlerine destek olmayı ve kolektif yaşamayı değil; çevresindekileri kendilerine rakip görerek bireysel olarak öne çıkmayı tercih ediyorlar. Başkalarının mutsuz ve başarısız olmasından zevk alan kişiler, kendilerini bir savaşın galibi ya da bir yarışın finalisti olarak görerek zafer sevinci yaşıyorlar. Özellikle toplumdaki sosyoekonomik farklılıklar arasında uçurumların olduğu ülkemizde yokluk çeken bir kişi, çok zengin bir iş adamının iflas haberini aldığında kendini iyi hissedebiliyor. İşsizliğin gitgide arttığı bu dönemde, işsiz kalan bir kişi arkadaşının işten çıkarıldığını öğrendiğinde içten içe mutlu olabiliyor. Evliliğinde kriz yaşayan ve boşanan birini, istikrarlı bir evliliği olan arkadaşının kendi haline şükrederek mutlu olmasına sebep olabiliyor" PsikolojisiPsikolog Aylin Kalansoy ise schadenfreude'nin küçüklüğünden beri başkalarıyla karşılaştırılarak yetiştirilen bireylerde daha fazla ortaya çıktığını belirtiyor. Yarış psikolojisi, özgüven eksikliği, kendine olan saygının azalması, schadenfreude'ye sebep olan insan psikolojisinin kusurlu yönleri. Kalansoy; "Anne ve babaların diğerleri ile kıyaslayarak ve yarıştırarak yetiştirdiği çocuklar, ileride başkalarının mutsuzluğu ve başarısızlığından zevk alan yetişkinlere dönüşüyorlar. 'Sınıftaki arkadaşın senden daha yüksek notlar alıyor, o daha başarılı', 'Bak, komşunun çocuğu senden daha uslu' ya da 'Kardeşinin İngilizcesi seninkine on basar' gibi güdülemelerle çocuklar, yetişkin olduklarında çevresindekileri birer rakip olarak görüyor ve onların en ufak hatalarından mutluluk duyuyorlar. Schadenfreude'nin daha ileri aşamalarında ise kişinin karakterinde sadist eğilimler oluşabiliyor. Kalabalık içerisinde karşısındakini aşağılamak, başkalarının fiziksel ya da psikolojik olarak acı çekmesinden zevk almak, çevresindekilere zarar vermek için yalan söylemek, tehdit etmek ya da iftira atmak bunlardan bazıları" diyor. Ünlülerin Trajedisi Mutluluk KaynağıÇevremizdekiler kadar ünlülerin de başına gelen trajik olaylardan mutlu olmak, schadenfreude'nin popüler kültürden beslenen yönünü ortaya koyuyor. Virginia Üniversitesi'nden Profesör John Portmann; "Ünlülerin hatalarını ve yaşadıkları kötü olayları takip etmek zaman zaman bazılarımızı mutlu ediyor. Kusursuz gibi görünen yaşamların da trajedi barındırdığı gerçeği, çoğu kişiyi rahatlatıyor. Göz önünde olan kişilere karşı hem hayranlık besliyoruz hem de onlardan içten içe nefret ediyoruz. Gwyneth Paltrow'un evliliğinde yaşadığı sorunlar, Paris Hilton'ın hapse girmesi ya da Britney Spears'in büyük bir düşüş yaşaması bazılarımızın kendilerini daha iyi hissetmesini sağlıyor." Araştırmalara göre kıskandığımız bir kişi başarısızlığa uğradığı zaman beynimizin duygusal davranışları yöneten bölümü dopamin hormonu salgılıyor. Cambridge Üniversitesi'nden Nörolog Profesör Dean Mobbs; "Uyuşturucu aldığınızda, güldüğünüzde ya da seks yaptığınızda da aynı hormon salgılanıyor. Schadenfreude; kendi kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayarak bir anlamda psikolojik bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor" diyor. Hayat Bir Yarış Değil!Her konuda rekabet olduğu için daha fazla çabalamak yerine başkalarının tökezlemesini ummak günümüzün ilişkilerinde son trend! Psikolog Ayin Kalansoy, hayatın bir yarış olmadığını ve schadenfreude'nin son derece kötü bir davranış şekli olduğunu anlatıyor; "Sevgi, güven, saygı ve takdir etme duygusundan yoksun olmak insanı sonu gelmeyen bir boşluğa sürükler. Sürekli kendini başkalarıyla kıyaslayan, onların başarısızlığından keyif alan ve içinde dinmek bilmeyen çatışmalar yaşayan bireyler, hem kendilerine hem de etrafındaki insanlara zarar verirler. İç huzur, kendine güven ve istikrarlı sosyal ilişkilerden uzak olmak mutsuzluğu da beraberinde getirir. Schadenfreude'yi kişinin bir an önce kurtulması gereken rahatsızlık verici bir davranış şekli olarak değerlendiriyorum. Çünkü hayat, rakipleri atlatmak için sürekli mücadele verilen bir yarış değil, keyif alınması ve dolu dolu yaşanması gereken uzun bir yolculuktur..." mcdergi BU tanım; günümüzün rekabet ortamında sıklıkla yaşanan bir ruh halini de özetliyor. Özellikle başarısızlığa uğrayan meslektaşların, iflas eden zenginlerin ya da trajedi yaşayan ünlülerin düştükleri durumdan keyif alanların varlığı düşünülecek olursa! Hayat Bir Yarış Değil!... Her konuda rekabet olduğu için daha fazla çabalamak yerine başkalarının tökezlemesini ummak günümüzün ilişkilerinde son trend! Bir Psikolog, hayatın bir yarış olmadığını ve schadenfreude'nin Başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olmak son derece kötü bir davranış şekli olduğunu anlatıyor; "Sevgi, güven, saygı ve takdir etme duygusundan yoksun olmak insanı sonu gelmeyen bir boşluğa sürükler. Sürekli kendini başkalarıyla kıyaslayan, onların başarısızlığından keyif alan ve içinde dinmek bilmeyen çatışmalar yaşayan bireyler, hem kendilerine hem de etrafındaki insanlara zarar verirler. İç huzur, kendine güven ve istikrarlı sosyal ilişkilerden uzak olmak mutsuzluğu da beraberinde getirir. Schadenfreude'yi kişinin bir an önce kurtulması gereken rahatsızlık verici bir davranış şekli olarak değerlendiriyorum. Çünkü hayat, rakipleri atlatmak için sürekli mücadele verilen bir yarış değil, keyif alınması ve dolu dolu yaşanması gereken uzun bir yolculuktur... Bir Sosyolog ; "İnsanlar artık birbirlerine destek olmayı ve kolektif yaşamayı değil; çevresindekileri kendilerine rakip görerek bireysel olarak öne çıkmayı tercih ediyorlar. Başkalarının mutsuz ve başarısız olmasından zevk alan kişiler, kendilerini bir savaşın galibi ya da bir yarışın finalisti olarak görerek zafer sevinci yaşıyorlar “diyor. Şimdi isterseniz bir bakın Samsunumuza.. Kaç tane başarılı insan, yönetici,işadamı sayabilirsiniz.. Mahdut sayıda değil mi.. Yöneticiler ve işadamları performans ve ticari kazançlarına göre bir değerlendirmeye tabi tutulacakları için çok çok kıskanılabilirler. Ama siyasetçiler, özellikle yerel siyasetçiler için durum böyle değil.. Onların karşısında yerine göz koymuş bir yığın başka siyasi.. Yıkılmasını ve zarar görmesini bekleyen birçok nöbetçi mevcuttur.. Hayat bir yarış değildir’ derken, hizmet aşkını ve gayretini asla bunun içine sokmuyorum. Zira hayat, bir hizmet yarışıdır.. Bu yarışı, hayatının her karesinde canlı tutmaya çalışanlardan biri olan Yusuf Ziya Yılmaz için son dönemlerde umulanlara bir bakıyorum da; Haberler, yakıştırmalar, dedikodular Hak ederek, enerjilerini, bilgilerini yükselterek alternatif olmak yerine onun başına taş düşmesini el ovuşturarak bekleyen bir yığın leş kargası görüyorum.. Oysa hayat bize, hayatın bir yarış olmadığını ve schadenfreude'nin Başkalarının mutsuzluğunu bekleyerek mutlu olmak son derece kötü bir davranış şekli olduğunu anlatıyor.. Günün Sözü BAŞARIYI çalışarak, mutluluğu hak ederek elde etmek gerek.. özellikle facebook gibi bir sitede, arkadaşlarının fotoğraflarına ,iletilerine bakıp neredeyse herkesin çok mutlu olduğu yanılgısına düşen insanın, yaşadığı tatminsizlik ile boy gösteren bir rekabetçi bir yapıda nitekim. uzak mesafe ilişkisinin doğal sonucu sanki. ne zaman sokakta sarmaş dolaş insanlar görülse bir mutsuzluk, bir ağlama hissi çöküyor insanın üstüne. insanoğlunun en menfi ve haris hepimizin ruhuna işlenmiş bir bilhassa kişisel gelişim seminerlerinde bu ve buna benzer taraflarımla yüzleştiğim an kendimden kurtulmak beynin filtreleri...işine göre silme, çarpıtma gibi tutumlar...ne alçakça değil mi ? bir beyin düşünün, vücuda ya da sosyal statüye zarar gelmesin diye bir sahtekar gibi çalışıyor elinden geleni ardında alçağız biz işte. yazıklar olsun. bu duyguya kapıldığınızda şu monteyi aklınıza getirmeniz psikolojinizi düzeltebilir "umarım bir gün yaşamın facebook'ta yansıtmaya çalıştığın kadar mükemmel olur" bu konuda mutlaka freud bir şeyler söylemiştir, ancak benim de söyleyeceklerim var. *karamsar yapıya sahip insanlarda normalden çok daha fazla görülen bir durum bu. her insanın, mutlu olduğuna üzüleceği bir kişi vardır, ama kişi eğer karamsarsa bu biraz daha ruh hastalığına dönüşüyor. çevresindeki çok fazla insanın mutlu olmasına tahammül edemiyor. hele ki o an mutsuzsa * mutlu bir insan görmeye tahammül bile edemiyor.bkz eyyorlamam bu kadar bu tavırdaki insan bencildir, böyle bir sebeple mutsuz olmak bencilliğin uç halidir. derhal ilgili kişiyi hayatınızdan uzaklaştırın. başka insanların hayatlarını takip etmek yerine daha faydalı işlere adım mutlu mu, mutsuz mu boşver be kardeşim! sen nasılsın, ne yapmak istersin ondan haber ver. küçük hesapların insanı olmayı bırak, kendi mutluluğunun mimarı ol. senin adına sevindim lafı bu durum için üretilmiştir. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.

başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olmak